Beyin Tümörü Ameliyatı Sonrası Komplikasyonlar

Ameliyat sonrası uyanan hastada en sık rastlanılan şikayet baş ağrısı, halsizlik ve yorgunluk hissidir.
Ameliyat sonrası uyanan hastada en sık rastlanılan şikayet baş ağrısı, halsizlik ve yorgunluk hissidir. Baş ağrısı birkaç gün sürebilir. Hastanın halsizlik süreci ise daha fazla sürebilir.
Beyin ameliyatları sonlandırılırken en önemli aşamalardan biri beyin dokusunda kesinlikle kanama olmamasının sağlanmasıdır. Ancak tüm gösterilen özen ve dikkate rağmen ameliyat sonrası kanama nedeniyle hastaların yeniden acil şartlarda ameliyata alınması gerekebilir.
Enfeksiyon sorunu ise yara yerinde, kafatasını oluşturan kemik dokuda veya beyin dokusunda oluşabilir. Bu durumda da ilaç tedavisi ve/veya cerrahi tedavi yapmak gerekebilir.
Diğer görülen bir sorun da beyin ödemidir. En basit anlatımla beyin dokusundaki hücrelerin su içeriğinin artmasıdır. Çoğunlukla steroid içeren ilaç (kortizon) ve/veya beyin hücresi su içeriğini azaltmaya yarayan bir grup ilaç kullanılarak beyin ödemi sorunu çözümlenebilir. Cerrahi tedavi yapılması gerekirse, beyin su kesesi içine konan tüp ile beyin suyu dışarıdaki bir torba içine veya karın boşluğu içine yerleştirilen kateterle karın boşluğuna yönlendirilerek kafa içi basıncı azaltılır.
Tümöral oluşumun bulunduğu yer, büyüklük, kullanılan cerrahi yöntem ve yola göre bazen hastalarda kol veya bacaklarda kuvvet kaybı, düşünme, görme ve konuşma, olayları değerlendirme ve yargılamada sorunlar ortaya çıkabilir. Bu sorunlara ait riskler, ameliyat öncesi yapılan görüntüleme yöntemleri ile kısmen öngörülebilir. Bu sorunların büyük kısmı ameliyat sonrası zamanla azalır veya kaybolur. Ancak bazı bozukluklar kalıcı olabilir.
Hastalar ameliyat öncesinde tümörün yaptığı etkiyle, ameliyattan sonra da cerrahinin yarattığı etkiyle nöbet (epileptik atak) geçirebilirler. Bu durumda hastaya epilepsi hastalarında kullanılan ilaçlardan birinden başlanır. Hastanın bu ilacı düzenli kullanması sağlanır. Çünkü bu ilaçların etki edebilmeleri için belirli bir kan düzeyinde olması gerekir. Bu düzey 20 günlük ilaç kullanımı sonrası kontrol edilerek, gerekirse doz ayarlaması yapılmalıdır. Ayrıca bir çok epileptik atak önlemeye yönelik ilaç karaciğer üzerine ve kan tablosuna olumsuz etki yaratma potansiyeline sahiptir. Bu nedenle 3 ayda bir tam kan ve karaciğer fonksiyon testleri yapılarak hastanın kontrol edilmesi gerekir. Ayrıca nöbet geçiren hastalar yaşamlarında bazı durumlarda (araç kullanmak, denizde yalnız başına yüzmek gibi) özel dikkat göstermeli ve kendi yaşamıyla beraber diğer bireylerin de yaşamını tehlikeye atmamalıdır.